Yeniden Doğuş

  • 🍂🍃Bu çağdan etinizle, kemiğinizle nefret edeceğinize bir şeyler yapın 🍃 Güzel bir şeyler 🍃Yerdekiler ve göktekiler desin ki "Orada güzel şeyler yapan birileri var. .🍂🍃

*perwerder*

YD Üyesi
 
Üyelik Tarihi
2 Eyl 2005
Mesajlar
2,975
Aldığı Beğeniler
1
GERİ ALINAN DUA (KIRK GRAM TEBESSÜM)

Bir imam ve müezzin, câmilerine getirilen bir cenâzeyi kaldırdıktan sonra, mezarcıyı da yanlarına alarak aynı kabristanda yatan bir evliyâyı ziyaret etmişler. Mezarcı, tam ayrılacakları sırada:

- Muhterem hocam, demiş. Bu fırsat, bir daha ele geçmez. Hazır dua ederken, di er insanlarda olmayan bir şeyi isteyelim.

İmam, Allahın verdi i nimetlerin herkese yetti ini ve daha fazlasına göz dikmenin nankörlük sayılaca ını defalarca söylemiş ama boşuna. Sonunda mezarcıyı kıramamış ve hiç kimsenin göremedi i şeyleri görecek gözlere sahip olmak için Allaha niyazda bulunmuşlar. Duaları, icâbet saatine rasgeldi i için kabul edilmiş. Ve bunu ilk farkeden de imam olmuş.

İmam efendi, o evliyâya son bir fâtiha okuduktan sonra âmin demek için ellerini havaya kaldırdı ında bir de ne görsün? Gökyüzünde dolaşan koca bir göl, üzerlerine do ru gelmiyor mu?

Rengi bir anda sapsarı kesilen imam, anında kelime-i şahadet getirdikten sonra:

- Hakkınızı helâl edin kardeşler, demiş. Külli nefsin zâikatül mevt. Ölmüşlerimiz birazdan bize kavuşacaklar.

Mezarlı ın yanından geçmekte olan köy ö retmeni, imamın bu telaşı üzerine başını yukarı kaldırdı ında, hareket hâlindeki bulutları görüp:

- Korktu un şey, ya mur bulutlarından başka bir şey de il be hocam, demiş. Evet, bir bakıma koca bir göldeki suyu taşırlar ama, onu bir çok yere da ıttıkları için tehlikeli olmazlar.

İmam efendi, o ana kadar hiç kimsenin görmedi i şeyleri gören gözlerine mi inansın, yoksa ö retmene mi? Tabi ki hiç aldırmamış denilenlere.

İmam, yukarıdaki gölün ne kadar dehşet verici oldu unu anlatıp dururken, beli bir haftadır tutuk oldu u için ancak yere do ru bakabilen müezzin, faltaşı gibi açılan gözlerini topraktan ayırmadan:

- Üstümüzdeki şey göl müdür deniz midir bilmem ama, bir an önce yere aksa iyi olacak hocam, demiş. Bastı ımız yerin aşa ısında koca bir cehennem var. Belki faydası olur sönmesine.

İmam, müezzinin sözü üzerine aşa ı baktı ında, bu sefer de kıpkırmızı kesilmiş. Erimiş madenlerden oluşan koca bir kazan, ayaklarının altındaki incecik toprak tabakasının altında fokur fokur kaynayıp duruyormuş. Köy ö retmeni, zangır zangır titreyen imamla müezzini sakinleştirmeye çalışarak:

- Dünyanın merkezinde magma tabakası vardır, demiş. Ama ilim gözüyle görülür ancak. Siz maşallah nedense farklısınız.

Bu sözlerden de tatmin olmayan imamla müezzin, topraktan biraz olsun uzaklaşabilmek için tırmanacak yüksek bir a aç ararken, bir korkuluk gibi hareketsiz duran mezarcıyı görüp meraka kapılmışlar. Müezzin, makinalı tüfek gibi takırdayan dişleri arasından zorlukla bir kaç kelime çıkartap:

- Yahu mübârek, demiş. Bir şey görmüyor musun ki, bu kadar tepkisizsin?

Mezarcı, derinden inleyerek:

- Keşke öyle olsaydı, demiş. Bu yeni gözlerle, üç gün sonra ölece imi gördüm. Şimdiye kadar yüzlerce kişiyi mezara koymama ra men, kendim için böyle birşey düşünmemiştim.

Ö retmen, hepsinin deli oldu una karar verip ayrılmış. Mezarcı ise, gömülece i yeri de gördü ü için, kendi mezarına fâtihalar okuyup üflüyormuş. İmam, sonunda vaziyete el koyarak:

- Anlaşılan haddimizi çok aştık, demiş. Gelin tekrar dua edelim ki normale dönelim, yoksa ömrümüzün geri kalanını akıl hastanesinde geçiririz..

Biraz önceki evliyâyı şefaatçi yaparak tekrar dua ettiklerinde, icâbet saatinin son saniyelerini yakalayıp eski hâllerine dönmüşler. Ama mezarcı:

- Sizler paçayı kurtardınız, diye a layıp duruyormuş. İyi ama ben ne halt yerim şimdi?
 
Üst Alt