Yeniden Doğuş

  • 🍂🍃Bu çağdan etinizle, kemiğinizle nefret edeceğinize bir şeyler yapın 🍃 Güzel bir şeyler 🍃Yerdekiler ve göktekiler desin ki "Orada güzel şeyler yapan birileri var. .🍂🍃

fzehra

YD Üyesi
 
Üyelik Tarihi
25 Ağu 2005
Mesajlar
9,365
Aldığı Beğeniler
1,489
Konum
İstanbul
İbadetin faydası kime



Allahın bizim ibadetimize ihtiyacı yok. İbadet yapan, boşuna sıkıntı çekiyor veya Ben içki içersem, zina edersem Allaha ne zararı olur ki diyenlere nasıl cevap vermeli?

CEVAP
Yahya Müniri hazretleri buyuruyor ki:

Bazıları, ibadetlerin Allahü teâlâya faydası oldu unu ve bunun için emir olunduklarını zannediyorlar. Böyle zannetmek çok yanlıştır.



Her insanın yaptı ı ibadetin faydası, yalnız kendisinedir. Böyle oldu u Fatır suresinin 18. âyet-i kerimesinde açıkça haber verilmektedir.



Böyle yanlış düşünen kimse, perhiz yapmayan hastaya benzer. Bu hastaya doktor, perhiz tavsiye ediyor. Bu ise, (Perhiz yapmazsam doktora hiç zararı olmaz) diyerek, perhiz yapmıyor. Evet doktora zararı olmaz, fakat kendine zarar vermektedir. Doktor, kendine faydası oldu u için de il, onun hastalıktan kurtulması için, perhiz yapmasını tavsiye etmiştir. Doktorun tavsiyesine uyarsa şifa bulur, uymazsa ölür gider.



Bazı kimseler, "Allahın affı sonsuzdur, bizi de affeder" diyerek ibadet etmiyorlar. İbadet etmeyen Cehenneme gitmez mi?

CEVAP

İmanlı ölen günahkârlar, geç de olsa Cennete girer. Ancak ibadet etmeyen, günaha devam eden kimselerin imanlı ölmeleri çok zordur. İbadetler imanı muhafaza eder. Günahlar imanın sönmesine yol açabilir. Bunun için ibadetleri bırakmamalıdır.



"Allah acır, affeder" diyerek ibadet etmemek ve günah işlemek uygun mudur?

CEVAP

Şeyh Yahya Müniri hazretleri buyuruyor ki:

Allahü teâlâ, kerim, rahim oldu u gibi, azabı da şiddetlidir. Bu dünyada, çoklarına fakirlik ve sıkıntı veriyor. Çok kerim ve Razzak oldu u halde, çiftçilik sıkıntısı çekmeyene mahsul vermiyor. Herkesi yaşatan O oldu u halde, yiyip içmeyen kimseyi yaşatmıyor, ilaç kullanmayan hastaya şifa vermiyor.

Yaşamak ve mal sahibi olabilmek gibi dünya nimetlerinin hepsi için sebepler yaratmış, sebebine yapışmayana hiç acımayıp dünya nimetlerinden mahrum bırakmıştır. Ahiret nimetlerine kavuşmak da böyledir. Kâfirli i ve cahilli i, ruhu öldüren zehir yapmıştır. Tembellik de, ruhu hasta yapar. İlaç kullanılmazsa, ruh hastalanır, ölür. Tembelli in ilacı da, namaz kılmaktır. Bir kimse, zehir yer ve (Allah rahimdir, rahmeti her şeyi kuşatmıştır, beni korur) derse, hastalanır, ölür. İshal olan müshil içerse, şeker hastası tatlı yerse, hastalık artar. O halde, Allahın bildirdi i sebeplere yapışmamız gerekir.



Allahın azabı çok şiddetlidir

Bazı kimseler, hırsızların, hainlerin, ırz düşmanlarının, hatta gayri Müslimlerin bile affa kavuşaca ını bildirip, azap âyetlerinden hiç bahsetmiyorlar. Allahın azabından bahsetmemek yanlıştır.

İslamiyet, ifrat ve tefritten [aşırılıklardan] uzak bir dindir. Allahın rahmetini de azabını da bildirmek gerekir. Çünkü Allahü teâlâ Kuran-ı kerimde kendi bildiriyor. Bunu gizlemek, örtbas etmek ihanet olur. Ahirette kâfire af ve merhametin zerresi yoktur. Ebedi azap içinde kalacaklardır. Cennete girme şartı Müslüman olmaktır. Müslüman da havf ve reca arasında olmalıdır. Havf, Allahtan korkmak, reca da Allahın rahmetini ümit etmek demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Havf ve reca arasındaki mümin, umdu una kavuşur, korktu undan emin olur.) [Tirmizi]



Hep Allahın azabından bahsedip insanları korkutmak do ru olmadı ı gibi, hep Allahın rahmetinden bahsedip azabından hiç bahsetmemek de Kuran-ı kerime aykırıdır. Mümin yaşarken havfı, ölürken recası daha fazla olmalıdır! Allahü teâlânın rahmeti çoktur. İki âyet-i kerime meali şöyledir:

(Ey günahta haddi aşanlar, Allahın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günahları affeder. O, gafururrahimdir, affı, merhameti çoktur.) [Zümer 53]

(Kötülük edip, nefsine zulmeden, ma firet dilerse, Allahı gafururrahim bulur.) [Nisa 110]



İki hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Hak teâlâ buyurdu: Kulun günahı göklere kadar yükselse, tevbe ederse affederim.) [Tirmizi]

(Allahü teâlâ, kullarına bu kadının çocu una olan merhametinden daha merhametlidir.) [Buhari]



Allahü teâlânın rahmeti böyle çok oldu u gibi azabı da şiddetlidir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Elbette azabım çok şiddetlidir.) [İbrahim 7]

(Allahın kahrı da pek şiddetlidir.) [Nisa 84]

(Kullarıma haber ver! Gafururrahim oldu um gibi, azabım da çok şiddetlidir.) [Hicr 49-50]

(O gün gerçek hükümranlık Rahmanındır. Kâfirler için de pek çetin gündür.) [Furkan 26]

(Allaha ve Resulüne itaat edip Allahtan korkup sakınanlar, kurtuluşa erenlerdir.) [Nur 52]

(İşlediklerinin cezası olarak, artık az gülüp, çok a lasınlar.) [Tevbe 82]

(Rablerinin huzuruna çıkacaklarından kalbleri korku ile çarpar) [Müminun 60]



Bu âyette bildirilenlerin hırsız mı, zani mi oldu u sorulunca, Peygamber efendimiz buyurdu ki:

(Bunlar, namaz, oruç ve zekat gibi ibadetlerini yerine getirdikleri halde acaba ibadetlerimiz kabul olmadı mı diye korkan kimselerdir.) [Tirmizi]



Kaderin suçu yok

Benim Cehenneme gidece im alnıma yazılmışsa, yani kaderimde varsa, günah işler, Cehenneme giderim. İbadet yapmamın ne faydası olur, suç kaderimde de il mi? diyenler çıkıyor.



Şunu iyi bilmeli ki, Allahü teâlâ kimseye zor ile günah işletmez. İnsan, kendi iste i ile günah

işlemektedir. Allahü teâlâ, her insanın Cennete veya Cehenneme gidece ini ezelde biliyordu. Bu bilgisine kader [alın yazısı] denir. Ezeldeki takdir, bir emir de il, bir ilimdir.



Allahü teâlâ, ezeli ilmi ile, kullarının kendi istekleri ile yapacakları işleri bilir. Bilmesi ise, insanların ibadet etmesine veya günah işlemesine tesir etmez.



Mesela bir ö retmenin, bir talebesinin imtihanda kazanamayaca ını önceden bilmesi, o talebenin imtihanını etkilemez. Talebe imtihanı kazanamayınca, (Sen benim kazanamayaca ımı imtihana girmeden önce söylüyordun) diyerek suçu ö retmene yüklemesi do ru olmaz.



Takvimlere, bir yıl içinde güneşin ne zaman do up, ne zaman bataca ı hesaplanarak yazılmıştır. Güneş, takvimde bildirilen saatlerde do up batar. Güneş, takvime öyle yazıldı diye mi, güneş o saatte do up batıyor? Takvimlere yazılması, güneşin do up batmasına hiç etki eder mi? Takvime öyle yazıldı ı için güneş bu saatte battı veya do du denebilir mi? Suçu takvime bulmak akla uymaz. Levh-i mahfuz denilen kaderimiz, sanki takvime benzemektedir.



İşte Allahü teâlânın da ezeli ilmi ile, kulların kendi istekleri ile günah veya sevap işleyeceklerini bilmesi, kulların işlerine zorla bir müdahale de ildir. Sevap da, günah da işleyen kendi arzusu ile işlemektedir. Zaten öyle olmasa idi, sevap işleyene mükafat, günah işleyene ceza verilmesi anlamsız olurdu.

(İbadete lüzum yok, kaderimde ne var ise onu görürüm) diyen birine, Resulullah efendimiz, (İbadet et, herkese ezelde takdir edilmiş olanı yapmak kolay gelir) buyurdu. (Müslim)



Cennetliklerin ibadet yapması ve Cehennemliklerin isyan etmesi; genelde sa lıklı yaşaması ezelde takdir edilmiş olanın gerekli ilacı almasına; hastalanması takdir edilmiş olanın da, ilaç bulamamasına benzer. Hastalıktan ölmesi takdir edilmiş olana, ilaç almak nasip olmaz. Zengin olması takdir edilmiş olana, kazanç yolları açılır. Bunun gibi, ezelde Cennetlik olana iman ve ibadet etmesi nasip olur. Hadis-i şerifte, (Cennetlik olan, Cennete götürecek, Cehennemlik olan da, Cehenneme götürecek amel işler) buyuruldu. (Ebu Davud)



Cehennemlik kimse, (Herkesin Cennetlik veya Cehennemlik oldu u ezelde takdir edilmiş) der ve ibadet etmez. Bol mahsul alması takdir edilene ise, tarlasını sürmek, tohum ekmek nasip olur. Cennetlik olanın iman edip ibadet yapması, Cehennemli in de, isyan edip kâfir olması böyledir.

Cennetlik ve Cehennemlik olmak, Allahü teâlânın iki hazinesi gibidir. Birinci hazinenin anahtarı, ibadet, ikincinin anahtarı, günahtır. Cennetlik olan, Allahü teâlâya itaat eder. Cehennemlik olan, hep günah işler. Herkes, Cennetlik veya Cehennemlik oldu unu, amelinden anlayabilir. Her izzet ve her nimet, Allahü teâlâya ihlas ile itaat ve ibadet etmekten hasıl olur. Her kötülük ve sıkıntı da, günah işlemekten hasıl olur. Herkese dert ve bela, günah yolundan, rahat ve huzur da, itaat yolundan gelir.



Allahü teâlânın âdeti böyledir. Bunu kimse, de iştiremez. Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi iyilik, güç ve acı gelenleri de felaket sanmamalı.
 

fzehra

YD Üyesi
 
Üyelik Tarihi
25 Ağu 2005
Mesajlar
9,365
Aldığı Beğeniler
1,489
Konum
İstanbul
Ebüssüud efendi buyuruyor ki:

Yapılacak her işi, Allahü teâlâ, ezelde biliyordu. Fakat, insanın iyili i, kötülü ü, Cennetlik, Cehennemlik olaca ı, son nefeste belli olur. Peygamber efendimiz buyurdu ki:

(Bir kimse, bütün ömrü boyunca Cehenneme götürecek günahlar işler. Fakat ömrünün son günlerinde, Cennete götürecek iyilikler yaparak, Cennete gider.) [Buhari]



Belli bir kâfirin ebedi kâfir kalıp kalmayaca ını Allahü teâlâ bilir. Bunun muhakkak kâfir kalaca ını, kimse söyleyemez. İlim, maluma tâbidir. Allahü teâlâ, olacak şeyleri, olaca ı için biliyor. Kur'an-ı kerimde haber verilen şeyler de, olacakları için bildiriliyor. Bir ressamın, at resmi yapması, at o şekilde oldu u içindir. Yoksa, atın o şekilde olması, ressam öyle yaptı ı için de ildir. Allahü teâlânın, bazı kimselerin imana gelmeyeceklerini bilmesi ve Kur'an-ı kerimde haber vermesi, onlar, kendi arzuları ile küfür üzere kalmayı niyet edip, iman etmek istemedikleri içindir. Yoksa, bunların kâfir olması, Allahü teâlânın bunları kâfir bildi i ve haber verdi i için de ildir.



İlim bulunan yerde
Ehl-i sünnet itikadını ve ilm-i halini ö renmeyen ve çocuklarına ö retmeyenler, müslümanlıktan ayrılmak, küfür felaketine düşmek tehlikesindedir. Böyle kimselerin duaları zaten kabul olmaz ki, küfürden korunabilsinler. Hadis-i şerifte (İlim bulunan yerde müslümanlık vardır. İlim bulunmayan yerde müslümanlık kalmaz) buyuruldu.



Ölmemek için, yiyip, içmek gerekti i gibi, kâfirlere aldanmamak, dinden çıkmamak için de, dinini, imanını ö renmek gerekir. Ecdadımız her zaman toplanırlar. İlmihal kitaplarını okurlar, dinlerini ö renirlerdi. Ancak böyle müslüman kaldılar. İslamiyetin zevkini aldılar. Bu saadet ışı ını bizlere, do ru olarak ulaştırabildiler.



Bizim de müslüman kalmamız, yavrularımızı içimizdeki ve dışımızdaki kâfirlere kaptırmamamız için, birinci ve en lüzumlu çare, her şeyden önce Ehl-i sünnet âlimlerinin hazırladı ı ilmihal kitaplarını okumak ve ö retmektir. Çocu unun müslüman olmasını isteyen ana-baba, çocu una Kur'an-ı kerim ö retmelidir. Fırsat elde iken okuyalım, ö renelim ve çocuklarımıza, sözümüzü dinleyenlere ö retelim!

Bir kimsenin iyi veya kötü oldu u yaptı ı işlerden anlaşılır. Bir kimse, kötülüklerden kaçıyor, iyi işler yapıyorsa, o kişinin Cennete gitme ihtimali çoktur. Onun için iyi kimselerle beraber olmaya çalışmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Allahü teâlâ, bir kula hayır murad etti i zaman, dinini kayıran kimseler yanında çalışmayı nasip eder. Şerri murad edilen kul da, dinini kayırmayan kötülerin yanında çalışır.) [Deylemi]



Sizi boş yere mi yarattık?

Bir arkadaş Hiçbir şey kendili inden olamayaca ı için Allaha inanıyorum, ama dinlere, peygamberlere, ahirete inanmıyorum diyor. Buna ahiretin varlı ını nasıl inandırabilirim?

CEVAP
Arkadaş sözünde samimi de ildir. Çünkü Nasreddin Hocanın, do du una inanıyorsun da öldü üne niye inanmıyorsun dedi i gibi, Ben ö renciyim ama, ö retmene, derse, imtihana inanmam denir mi? Ben kanuna inanırım ama, savcıya, mahkemeye inanmam denir mi?
İstisnalar hariç, bütün fen adamları, bu kâinatın kendili inden var olmadı ını, bir yaratıcısının bulundu unu ittifakla bildirmişlerdir. Fen ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanlar, bir karıncayı, bir kuşu, bir arpa tanesini yaratamaz. Akıllı ve bilgili bir kimse, kâinata bakınca, çok intizamlı yaratıldı ını görür. Bunun kendili inden olmadı ını anlar. Bir insan bir alet, bir makine yapınca bunun nasıl ve nerelerde kullanılaca ına dair bir prospektüsünü [tarifesini] de yanına koyar. Yine de anlaşılması zor ise, kullanması için kurslar açar. Bir makine yanlış kullanılırsa elden çıkar. Her şeyin yaratıcısı olan cenab-ı Allah da, insan denilen bu muazzam makineyi yaratıp başıboş bırakmamıştır. Bir âyet meali:

(Sizi boş yere yarattı ımızı mı sandınız?) [Müminun 115]



Başıboş yaratılmayan insanın, ne yapması gerekti ini elçileri vasıtası ile, kitaplar göndererek bildirmiştir. Son elçi olan Muhammed aleyhisselama gönderilen kitabı ise Kur'an-ı kerimdir. Kur'an-ı kerim çok veciz oldu u için, Peygamber efendimiz bunu hadis-i şerifleri ile açıklamıştır. Hadis-i şerifler de, di er insanların sözlerine göre veciz oldu u için, bizlerin kolayca anlayabilmesi için âlimler bunları açıklamıştır. Bu, doktor ve eczacının ilacı hastaya verirken, aç karnına-tok karnına, sabah akşam birer tane, suyla iç, sütle içme gibi tarifine benzetilebilir. Kur'an-ı kerimde insanın niçin yaratıldı ı bildirilmiştir:

(Cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.) [Zariyat 56]



Allahü teâlâ, Emrime uyan Cennete, uymayan ise Cehenneme gidecektir buyurmuştur. İbadetlerin faydası Allahü teâlâya de il, herkesin kendinedir. Maaşla çalışan bir doktor, bir hastaya ilaç verse, ilacın doktora faydası yok diye o ilacı kullanmamak akla uygun de ildir. Zehir içsem doktora ne zararı olur diyerek zehir içmesi de ahmaklıktır. İşte, günahlarımın Allaha bir zararı yok diyerek, her çeşit günahı işlemek akıllı insanın yapaca ı iş de ildir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

(Akıllı kimse, Allaha ve Peygamberine inanan ve ibadetlerini yapandır.) [İ.Muhber]



Öldükten sonra başına gelecekleri düşünmeyene, kendisini ebedi tehlikeye atana akıllı denebilir mi? Kur'an-ı kerimin çok yerinde, (Düşünmüyor musunuz?) diye ikaz edilmektedir. Hadis-i şerifte, (Aklı olmayanın dini de yoktur) buyurulmuştur. (Tirmizi)



Her insanın yaptı ı ibadetin faydası kendisinedir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Kim, [ibadetlerini yapar ve günahlarından] temizlenirse, faydası kendisinedir.) [Fatır 18]



(Benim ibadetime Allahın ihtiyacı yok) diye, yanlış düşünen kimse, perhiz yapmayan hastaya benzer. Bu hastasına doktor, perhiz tavsiye ediyor. Bu ise, Perhiz yapmazsam doktora hiç zararı olmaz diyerek, perhiz yapmıyor. Evet doktora zararı olmaz, ama kendine zarar vermektedir. Doktor, kendine faydası oldu u için de il, onun hastalıktan kurtulması için, perhiz yapmasını tavsiye etmiştir. Doktorun tavsiyesine uyarsa, şifa bulur. Uymazsa ölür gider. Tabibin bundan hiç zararı olmaz. Bunun gibi, (Allahın benim ibadetime ihtiyacı yok) diyerek ibadetten kaçanlar da, Cehenneme gider.



Allahın emirleri kaç türlüdür?

CEVAP

Allahü teâlânın emirleri iki türlüdür: Emr-i tekvini ve Emr-i teklifi veya Emr-i teşrii.

Emr-i tekvini, yaratmasını diledi i şeylere (Ol!) demesidir. Ol deyince, hemen var olur. Hiçbir kimse, bu şeyin var olmasına mani olamaz. Her şeyin yaratılması için, belli şeyleri sebep yapmıştır. Belli maddeleri, belli maddelerin yaratılmalarına sebep yaptı ı gibi, insanın maddi ve manevi gücü, çeşitli enerjiler de, birçok şeylerin yaratılmalarına sebeptirler. Bir kuluna bir şey ihsan etmek, iyilik vermek isterse o kimseyi o şeyin sebebine kavuşturur. Sebep tesir etti i zaman, O da dilerse, (Ol!) derse, o şey var olur. O dilemezse, hiçbir şey var olmaz. Hikmetini, yaratmasını sebeplerle örtmüş, gizlemiştir. Çok kimse, yalnız sebepleri görmekte sebepler arkasındaki hikmeti, Onun yaratmasını anlayamamaktadır. Bu anlayışsızlı ı da, onun felaketine sebep olmaktadır.



Emr-i teklifi, insanlara, yapmaları veya sakınmaları için verdi i emirlerdir. Bu emirlerin yapılması, insanın iradesine, dilemesine ba lıdır. İnsanı iradesinde, dilemesinde serbest bırakmıştır. Fakat, insanın dilemiş oldu u şeyi yaratan, yine Odur. İnsan diledikten sonra, o da dilerse, yaratır. Dilemezse yaratmaz. Her şeyi yaratan, maddelere çeşitli tesirler, özellikler veren, yalnız Odur. Ondan başka yaratıcı yoktur. Ondan başkasında üluhiyyet sıfatı bulundu una inanmak, başkasını Ona şerik, ortak yapmak olur. Başkasını kendisine ortak yapanı, kıyamette hiç affetmeyece ini, Ona sonsuz ve çok acı azaplar yapaca ını bildirmiştir. İnsan, Onun emrini yapmak, iyilik yapmak dileyince, O da merhamet ederek diliyor ve yaratıyor. Kendisine inanmayanlar, karşı gelenler bir kötülük yapmak isteyince o da diliyor ve yaratıyor. Kendisine inananlar, yalvaranlar, bir kötülük yapmak isteyince, O merhamet ederek dilemiyor ve yaratmıyor. Bunun için düşmanlarının her istedikleri hasıl oldu undan daha da azıp kuduruyorlar.
 

YaMusaB

YD Üyesi
 
Üyelik Tarihi
1 Eyl 2005
Mesajlar
1,716
Aldığı Beğeniler
5
İbadet bir şükürdür... Allah ın verdi i nimetlere karşı... :)
 

Never Give Up

YD Üyesi
 
Üyelik Tarihi
29 May 2021
Mesajlar
500
Aldığı Beğeniler
374
Konum
Gerçeğin Ruhu
İbadetin faydası ibadeti yapanadır. Yoksa Allah her şeyden müstağni ve münezzehtir.
Sen ibadet yaptın diye yüceleşmeyeceği gibi yapmadın diye de mahrum kalmaz..
Allah ile ilgili cümle kurarken dikkatli olmak lazım..

İbadetin sana faydası var.. :)
 
Üst Alt