Bir türkü demleyelim ,hani belki içimiz ısınır
Yanılmıyorsam yalnız insanların kahvaltı edip ağladıkları pazar sabahları yokmuş o zamanlar.
Mesela o zamanlar, mutsuz olduğunda insanlar, yok olurmuş bazı dakikalar.
İç ses, diye söylendim
Çocukken şöyle dua ederdim Tanrı’ya:
Tanrım bana hiç erimeyen,
Kırmızı bir bonbon şekeri yolla.
Eski tül perdelerden gelinlik biçerdik
Kardeşimle kendimize durmadan,
Olmayan çayları,
Olmayan fincanlardan içerdik.
Olmayan kapıları açardık,
Olmayan ziller çaldığında
Gülümsedim o sıra,
Bazen sevinirim,
Sevinmek nedense hep yedi yaşında
Yeniden doğmuş olurdum oysa,
Öldüğümü sandıklarında,
Yalnızca kağıtlarda iyi koşan bir at olarak.
Dipnot: kaybolan konuma ithaf ediyorum
Tüm çay severleri edebiyatını yapmaya davet ediyorum.