- Üyelik Tarihi
- 23 Haz 2010
- Mesajlar
- 5,694
- Aldığı Beğeniler
- 14,430
- Takım
- Galatasaray
19.yy'dan tarihçi Abdolonyme Ubicini'nin hatıratından "Babalar ve oğullar" veya "Değişenler ve daha çok değişenler"...
"Türk çocukları başka ülkedekilere benzemezler. Ne gürültü ederler, ne de ağlayıp dururlar. Doğu'da geçirdiğim yaklaşık üç sene içinde hiçbir Türk çocuğunun
bağırıp çağırdığını duymadım. Okula gittiklerini gördüğüm yavruların davranışları sakin, yürüyüşleri tıpkı yaşlı başlı Osmanlılar gibi ağır başlı idi..
..Çocuklarını bundan daha fazla ilgi ve şefkat içinde yaşatan başka bir ülke bilmiyorum. İşin garibi tüm bu şefkatlerle, özenlerin analardan çok babalarda derinleşmiş görünmesidir. Cuma günleri veya bir bayram günü Osmanlı Türkünün oğlunu elinden tutup sokakta gezdirmesi, adımlarını çocuğun adımlarına göre ayarlaması veya bir aralık dinlendiği kahve peykesinde yanına oturtup en derin şefkatle konuşarak çocuğun tüm hareketlerini özenle izlemesi görülecek şeydir. O sırada çevresindeki gençlerle ihtiyarlar çubuklarını bırakırlar, onlar da hep birden çocuğa gülümserler ve ileride ihtiyarlık çağının desteği olacak bir oğul sahibi olduğu için babayı tebrik ederler..."
“Çocuk terbiyesinin en mühim esaslarından biri de hayrât ve hasenât telkinâtıdır:İşte bundan dolayı eski Türk farkında bile olmaksızın hayrâtçı yetişmiştir.Hasenâtı yalnız insanlara değil, hayvanlara nebatlara bile şamildir.”
İsmail Hâmi Danişmend/Eski Türk Seciyye ve Ahlakı/113
"Türk çocukları başka ülkedekilere benzemezler. Ne gürültü ederler, ne de ağlayıp dururlar. Doğu'da geçirdiğim yaklaşık üç sene içinde hiçbir Türk çocuğunun
bağırıp çağırdığını duymadım. Okula gittiklerini gördüğüm yavruların davranışları sakin, yürüyüşleri tıpkı yaşlı başlı Osmanlılar gibi ağır başlı idi..
..Çocuklarını bundan daha fazla ilgi ve şefkat içinde yaşatan başka bir ülke bilmiyorum. İşin garibi tüm bu şefkatlerle, özenlerin analardan çok babalarda derinleşmiş görünmesidir. Cuma günleri veya bir bayram günü Osmanlı Türkünün oğlunu elinden tutup sokakta gezdirmesi, adımlarını çocuğun adımlarına göre ayarlaması veya bir aralık dinlendiği kahve peykesinde yanına oturtup en derin şefkatle konuşarak çocuğun tüm hareketlerini özenle izlemesi görülecek şeydir. O sırada çevresindeki gençlerle ihtiyarlar çubuklarını bırakırlar, onlar da hep birden çocuğa gülümserler ve ileride ihtiyarlık çağının desteği olacak bir oğul sahibi olduğu için babayı tebrik ederler..."
“Çocuk terbiyesinin en mühim esaslarından biri de hayrât ve hasenât telkinâtıdır:İşte bundan dolayı eski Türk farkında bile olmaksızın hayrâtçı yetişmiştir.Hasenâtı yalnız insanlara değil, hayvanlara nebatlara bile şamildir.”
İsmail Hâmi Danişmend/Eski Türk Seciyye ve Ahlakı/113