Zülkarneyn aleyhisselam hakkında Kuranı Kerimde kehf suresindeki ayatlerde Rabbimz ne buyuruyorsa onu biliyor ona inanıyoruz...
83. (Ey Resûlüm!) Sana Zülkarneyn’i soruyorlar. De ki: “Size ondan bir hatıra okuyacağım.”[15]
84. Gerçekten biz onu yeryüzünde (büyük) bir iktidar sahibi yaptık ve ihtiyaç duyduğu her şey için bir sebep (bir yol ve imkân) bahşettik.
85. O da (batıya doğru) bir yol takip etti.
86. Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir su gözesinde (Atlas Okyanusu’nda) batıyor buldu. Onun yanında da bir kavim buldu. (Ona
“Ey Zülkarneyn! (İman etmezlerse onlara) ya azap edersin veya haklarında güzel (olan yol)u tutarsın.” dedik.
87. (Zülkarneyn) dedi ki: “Kim (inkâr ederek) zalim olursa, biz onu cezalandıracağız. Sonra o, Rabbine döndürülür. O da kendisine görülmemiş (şiddetli) bir azap ile azap eder.”
88. “Ama kim de inanıp güzel amel (ve hareket)te bulunursa, mükâfatların en güzeli onundur. Ve ona buyruklarımızdan kolayını söyleyeceğiz.”
Ayetlerin tefsirini okursak daha iyi anlamış oluruz inşaallah...
89. Sonra (Zülkarneyn) bir yol daha takip etti.
90. Sonunda güneşin doğduğu yere ulaşınca, onun (güneşin), kendilerine (sıcaktan koruyacak) hiçbir siper nasip etmediğimiz (çıplak) bir kavim[16] üzerine doğduğunu gördü.
91. İşte (Zülkarneyn) böyle (bir hükümranlığa sahip)tir. Doğrusu biz onun yanında ne var ne yoksa ilm(imiz)le kuşatmıştık.[17]
92. Sonra bir (başka) yol tuttu.
93. Nihayet iki dağ arasına ulaştığı zaman, onların önünde (eteğinde), hemen hemen hiç söz (dil) anlamayan bir topluluk buldu.
94. Onlar (tercümanları vasıtasıyla): “Ey Zülkarneyn! Hakikaten Ye’cûc ve Me’cûc, bu yerde (çeşitli kötülükler yaparak) bozgunculuk çıkarmaktadır. Bizimle onlar arasına bir set yapman için sana vergi verelim mi?” dediler.
95. (O da
“Rabbimin o hususta bana verdiği imkân (ve nimet) daha hayırlıdır. Haydi siz, bana kuvvet(iniz)le yardım edin de sizinle onlar arasına sağlam bir engel yapayım!” dedi.
96. “Bana demir kütleleri getirin.” Nihayet iki dağın arası (dolup) denkleşince: “Üfleyin (körükleyin).” dedi. Nihayet onu bir ateş haline koyduğu zaman: “Getirin bana, üstüne erimiş bakır dökeyim.” dedi.
97. Artık (Ye’cûc ve Me’cûc) onu ne aşabildiler ne de delebildiler.
98. (Zülkarneyn
“Bu, Rabbimden (kullarına) bir rahmettir. Rabbimin vaadi geldiği (kıyamet yaklaştığı veya Ye’cûc ve Me’cûc’ün çıkacağı) zaman, onu yerle bir eder. Rabbimin vaadi gerçektir.” dedi. [krş. 21/96]
FEYZÜL FURKAN MEALİNDEN...
Ayetlerin tefsirini okursak daha iyianlamış oluruz inşaallah...